Tweet Atarak Okuma Yazma Öğrenilebilir mi?
Acaba sosyal medya bir eğitim aracına dönüştürülebilir mi?
Fransa’da çocuklara harfleri öğretmek için Twitter’ı kullanan öğretmenler, Güney Kore’de İngilizcelerini geliştirmek için Skype’la farklı ülkelere bağlanan çocuklar ve Amerika’da eski edebiyat eserlerini öğrenmek için Vine ve İnstagram programlarını kullanan lise talebeleri…
Kalem ve defterler bir kenarda duruyor, çünkü bu ana okulunda öğrenciler tablet kullanıyorlar. Eylül ayında öğretmenleri onlara Twitter kullanmasını öğretti. Artık çocuklar, öğrenirken eğleniyorlar.
Yeni teknolojilerden uzak durarak, öğretmen Twitter’a eğitim amaçlı katıldı. Sosyal medyayı, özellikle okuma yazma gibi günlük aktivitelerin hizmetine soktu. Böylece iletişim kurarak öğrenme süreci başladı.
Corinne Vanstraceele, Okul müdürü: “Bu işe ilgileri var çünkü yazdıkları şeylerin okunacağını biliyorlar. Ayrıca bugün, erkenden yazdıkları şeylere cevap ve tepki alma fırsatımız da var. Bu durum onların ilgisini çekiyor. Bu ilk amacımız sonraki hedef ise onlara harfleri öğretmek.”
Fikir aşamasından harflerin seçimine cümleleri özenle oluşturmak için, öğretmenlerin gözetimi ve izni altında öğrenciler birbirlerine yardım ediyorlar. Tweet atmak onları motive eden hedefleri oluyor. Yine de, el yazısını bırakmamak gerekir.
İlk okullarda okumaya çalışan çocukları görmek sıradan bir şey. Bazen Twitter’da yazmak ilgi çekici olabiliyor. Öğretmen Jean Roch Masson’a göre Twitter, sınıftaki bir numaralı motivasyon aracı. Avrupa’da, Twitter’ı okuma yazma öğretmek için kullanan ilk kişi o olmuş.
Öğretmen, interneti en iyi şekilde öğrenmeleri için öğrencilerine bir Twitter şifresi uyguluyor. Onları internetin tehlikelerinden korumak için bir yol da denilebilir.
Skype’la İngilizce öğrenen Güney Koreli öğrenciler:
Bu okulda internette sohbet etmek serbest. Bu Koreli öğrenciler haftada bir gün, dünyanın farklı yerlerindeki öğrencilerle sosyal medya vasıtası ile konuşup, sohbet ediyor. Bu hafta, Tayvanlı öğrencilerle konuşacaklar. Son teknolojiyi dil öğrenmek için kullanıyorlar.
Seul yakınlarında bulunan bu okul British Council’in müfredatına katılıyor. Bu uluslararası program, dünyanın farklı ülkelerinden öğrencileri bir araya getirip bu yeni teknoloji sayesinde öğrencilerin İngilizce yetilerini geliştiriyor.
Jeongyeon Hwang, İngilizce öğretmeni: ‘‘Bazı öğrenciler tayvanlı arkadaşları ile konuşabilmeyi hayal bile edemezdi. Şimdi teknoloji sayesinde öğrenciler İngilizce öğrenme konusunda daha rekabetçi oldu.’‘
Skype ve diğer sosyal medya programlarını kullanan sınıfların fotoğraf paylaşmak için Facebook hesapları dahi var. Tabi sıkı bir şekilde denetleniyor.
İngilizce derslerinde Koreli öğrencilerin sözlük kullanmaları yasak. Fakat öğrenciler bu derslerde, daha iyi bir konuşma hazırlayıp bağlantı kurulan sınıfa göndermek için cep telefonlarını sözlük olarak kullanabiliyor.
Hyekyung Hye, Okul müdürü: ‘‘Koreli aileler İngilizce eğitimi konusuna çok ilgililer. Çocuklarının akıcı bir İngilizce konuşmasını istiyorlar. Bunun yanında öğrenciler Skype veya internet sayesinde uluslararası öğrencilerle iletişim sağlıyorlar. Biz de müfredatımızı genişletip, öğrencilerin daha çok teknoloji kullanarak İngilizcelerini ilerletmelerini istiyoruz.’‘
Seul’de yaklaşık 70 sınıf bu sistemi kullanıyor ve her geçen gün daha fazla ülke bu yolu kullanarak, yabancı dil öğrenmek istiyor.
İlgili linkler:
www.facebook.com/pages/Insu-Elementary-Schools-connecting-classrooms-South-Korea/238885822877080
Vine ve Instagram’ı kulllanarak İngiliz edebiyatı öğrenmek:
Sabrina ve Susan Beowulf destanını öğreniyor. Lise talebeleri eski bir İngiliz şiirine hazırlanıyor. Görevleri ise en sevdikleri bölümü canlandırıp, sadece 7 saniyelik videolar paylaşılabilen Vine sitesine yüklemek. Öğrenciler bunu yaparken eğleniyorlar.
Videolarını Dünya Edebiyat Tarihi hocalarına gösteriyorlar. Jodie Morgenson bu çalışmayı internete yüklemeden önce puan veriyor.
Sabrina Barton, Öğrenci: ‘‘Sınıfta Vine videoları yapmayı seviyorum çünkü dersi elle tutulur bir hale getirip onu daha iyi anlamamızı sağlıyor.’‘
Susan Sherman, Öğrenci: ‘’ Bu yöntem gerçekten de etkileşimi artırıyor ve oturup sıkıcı bir şekilde kitap okumaktan daha öğretici oluyor.’‘
Her öğrenci, dünya klasiği eserleri seçip video kaydediyor.
Dersler sadece edebiyat eserlerinden bir parça sunmuyor. Öğrenciler eski İngiliz destanı Beowulf’u tamamen kitaptan okuyor. Yani sosyal medya ‘kitap okumanın yerini’ almıyor. Yeni teknoloji, eski eserleri genç beyinlerin anlamasını sağlıyor. Öğrenciler, sosyal medyanın öğrenme konusunda yardımlaşmalarını artırdığını söylüyor.
Vine videoları öğrencileri sadece ders içeriği ile bağdaştırmıyor. Sosyal medya onları ders içeriğini öğrenmeleri konusunda daha istekli yapıyor ve eğlendiriyor.
Mason Tyler, Öğrenci: ‘‘Beowulf eserinin dili çok ağır. Vine videolarında bu dili anlıyacağımız hale getiriyoruz.’‘
Morgenson Vine projesine bir sene önce başladı. Bu sayede öğrencilerin ders içeriğinin nasıl iyi bir şekilde öğrenebilineceğini gördüğünü söylüyor. Öğrenciler, artık eski edebiyat eserlerini dahi severek okuyor ve bunu bir zorunluluk olarak görmüyorlar.
Jodie Morgenson, Öğretmen: ‘‘Lise talebeleri tiyatroyu pek sevmiyor. Beowulf ve eğlence bazen bir arada gitmez. Ancak sosyal medyayı seviyorlar. Vine projesi de sevdikleri bir yöntem. Eğitim ve eğlenceyi harmanlayabilirsem ne mutlu bana…’‘
Morgenson aileleri de sosyal medyaya dahil ederek, çocuklarının ne yaptığını görmelerini istiyor. Twitter ve Instagram, kullandığı diğer uygulamalar. Hailey’in annesi, kızının Grendel canavarını oynamasından büyük mutluluk duymuş.
Tweet atarak okuma yazma öğrenilebilir mi? from Gelecek Eğitimde on Vimeo.
Teknoloji ve sosyal medya uygulamalarını kullanarak, öğrenmeyi güncel ve zevkli hale getirmek… İşte bütün mesele bu…
Kaynak: Euronews
http://tr.euronews.com/2014/05/02/tweet-atarak-okuma-yazma-ogrenilebilir-mi/
- Teknoloji, Eğitimi Nereye Taşıyor - 18 Şubat 2019
- Üniversite Odaklı Online Eğitim Platformu- Get High Grade - 02 Mart 2016
- ÖRAV Özel Okul Yöneticileriyle Buluşuyor - 29 Şubat 2016