EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ Makaleler

Teknoloji, Eğitimi Nereye Taşıyor

Şöyle düşünelim. Gelecekte okullar şimdikilere ne kadar benzeyecek? Teknoloji, her endüstriyi önemli şekillerde değiştiriyor. Bu nedenle, çok uzun süredir aynı standartlarda devam eden eğitim anlayışının da değişmesi sürpriz değil. Bu da geleceğin okulları nasıl olacak sorusunu akıllara getiriyor.

Öğretme ve öğrenme biçimlerimiz, bin yılda bir karşımıza çıkacak bir dönüm noktasına geldi.

Hiçbir zaman olmadığı kadar rekabet dolu bir dünyada yaşıyoruz. Teknolojideki değişiklikler ve yenilikler tahmin edebildiğimizden çok daha hızlı gerçekleşiyor. İnternet, eğitim araçları açısından bütün sınırları yıktı. Eğitimi değiştirmek için bu araçları yeni ve akıllı yollarla uygulamak için benzersiz bir fırsata sahibiz. Görülmemiş bir değişimin görülmemiş bir esneklik getirdiği bir dönemde, paradoksal olarak geleneksel eğitimin katılığı sürüyor. Tam da bu noktada, teknolojiyle desteklenmiş öğretim ve öğrenim, parlak bir eğitim geleceği için elimizdeki en iyi fırsatı sunuyor.

Sınıfı yeniden şekillendirmediğiniz sürece, teknoloji bir sınıfta öğrenme aracı değildir.

Cathy N. Davidson (Duke University, Now you see it), “Teknolojiyi değiştirip öğrenme yöntemini aynı tutarsanız, kötü uygulamaya iyi para harcıyorsunuz demektir… Sınıfı yeniden şekillendirmediğiniz sürece, teknoloji bir sınıfta öğrenme aracı değildir. Ölçümlerin, yöntemlerin, hedeflerin ve değerlendirmelerin hepsinin değişmesi gerekiyor.” diye belirtiyor. Teknolojiyi, öğrenme ve öğretme biçimlerimizle iç içe geçirmemiz gerekiyor. Akıllıca bir iç içelik sağlanamazsa, anlamlı yollarla öğrenme sürecine entegre edilmezse sınıftaki teknolojinin etkisinden söz edemeyiz ve pahalı bir oyuncaktan farkı kalmaz. Dijitalleştirirken de eski paradigmayı dijitalleştirmeye çalışıyoruz. Esas problem de bu. Öğretmen öğrenci ilişkisinin, sınıf ve okul içi ortamın değişmesi gerekiyor. Ancak bu ortam değişirse eğitim etkin hale gelebilir.

https://thetenacioustl.files.wordpress.com/2014/07/blog2-1t1kqi11.png

Daha iyi öğrenmeye ulaşmaktan daha iyi bir sebep yoktur.

Modern sınıflarımızda her şey değişti. Öğrenme merkezli bir yaklaşım, öğrencilerin öğrenmesi gerekenleri ve bu hedeflere ulaşmalarına nasıl yardımcı olacağını göz önüne çıkarmakla karakterize edilir. Akademik tecrübeyi öğrencilerin ihtiyaçlarına göre özelleştiren yetkinlik temelli eğitimin yükselmesi yoluyla öğrenimin seyri değişiyor. Eğitimin asıl önemli görevi, öğrencilere nasıl öğrenebileceklerini öğretmek. Onları öğrenmek istemeye yöneltmek. Merakı beslemek, hayret duygusunu cesaretlendirmek, bugün sormayı bile bilmediğimiz pek çok sorunun cevaplarını bulmak için ellerinde araçların olacağına dair onlara güven aşılamaktır.

 Gelecekte öğrenme bireyselleştirilmiş, eğitim ise sosyal olacak.

Öğrenciler giderek, yalnızca pasif olarak bir boyutlu bilgi almalarını değil, kendileri için bilgi geliştirmelerine yardımcı olan bir sınıf deneyimi beklemektedir. Öğrenciler pasif olarak ders dinlemek yerine öğrenmelerinde daha aktif olmak isterler. Dijital teknoloji öğrencilere, seçtikleri alanda daha ileriye gitme şansı tanıyacak. Hayatın diğer alanlarını da değiştiren dijital teknolojinin eğitim dünyasını da değiştirmesi artık zorunlu hale geldiği için işe, çocukların ilgisini çekmekle başlanabilir. Eğitimcilerin giderek, dijital öğrenme kaynakları ve ders yazılımı gibi çeşitli teknoloji tabanlı araçları kullanmaları ve çevrimiçi tartışma ve işbirlikçi yazarlığa girmeleri beklenmektedir. Ayrıca, proje ve problem temelli öğrenme gibi aktif öğrenme metodolojilerini kullanma konusunda ilerlemeleri gerekmektedir. Geçmişin geleneksel kampüsleri şimdilerde daha kişiselleştirilmiş bir eğitim deneyimi sunmanın yollarını arıyor.

https://www.newstalkzb.co.nz/media/21190629/children-play-on-ipads_technology-kids_-getty-images.jpg?mode=crop&width=675&height=379&quality=80&scale=both

Teknoloji ve eğitimi bir araya getirerek insan faktörünü, insani ilişkileri ön plana çıkarmalıyız.

Bugünlerde sınıflarda bir sürü teknolojik alet bulunuyor. Bu durum, içinde yaşadığımız dijital çağ düşünüldüğünde iyi bir şey olsa da genellikle teknoloji çabalarımız tam olarak istediğimiz gibi sonuçlanmayabiliyor. Örneğin hala teknolojik aletlerin normalde de yaptığımız şeyleri çok daha pahalı şekillerde yapmak için kullanıldığını, birçok öğretmenin de sadece teknoloji kullanmış olmak için teknoloji kullandığını görüyoruz. Bunun böyle olmasının birçok nedeni olsa da en önemlilerinden biri, öğrenci ve öğretmenlerin öğretme ve öğrenme amacıyla kullandığını gördüğümüzde gerçekleşen şeyin ne olduğu hakkında düşünmek için pek fazla iyi yöntemimiz olmamasıdır. Teknolojiyi kendi başına bir değer olarak değil, derin kavramsal bilgiyi artırmanın, kaliteli ve güncel eğitimi çok daha taşınabilir yapmanın, sınıfları daha insancıl kılmanın yolu olarak görmeliyiz.

Var olan durum hakkında yakınmak kolaysa, bir şeylerin nasıl olması gerektiği konusunda teoriler üretmek de çok da zor değil!

Endüstri modelini dünyadaki zaman içinde hemen hemen her ülkedeki okul sistemlerine yaymak nasıl mümkün olduysa; o zaman dünya çapında tüm okullarda aktif öğrenmeyi evrensel bir gerçek yapmak mümkündür. Öğrenciyi ‘öğrenciler’ toplamına feda eden ortalamacı, indirgeyici endüstriyel yaklaşımların aksine evrensel çerçevede birey odaklı modellerin uygulanabilir bileşenlerinden iyi bir sentez inşa edebiliriz. Teknolojiyi akıllı kullanmak bu noktada en büyük gücümüz olacaktır.

Yakın Gelecek Öngörüleri:

  1. Harmanlanmış Öğrenme-Ters Yüz Sınıflar (Blended Learning-Flipped Classroom) hızla ana akım haline geliyor.
  2. Üniversiteler daha az mekân merkezli hale gelecek. Bill Gates 2010 yılında Techonomy Konferansında, “Bugünden itibaren beş yıl sonra, dünyadaki en iyi ders anlatımlarını web’de ücretsiz olarak bulabileceksiniz” sözlerine yer verdi. Ve “Bu, tek bir üniversiteden daha iyi olacak” demişti. Üniversiteler çok hızlı şekilde dönüşecek.
  3. Yetkinlik temelli, veriye dayalı ve kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimi gereklilik halini alıyor. Okullar ve üniversiteler için eğitimi tekrar kontrol altına almanın ve genişletmenin tek yolu teknolojiden geçiyor.
  4.  Eğitim dünyasının geleceği bulut ve her yere erişimle ilgili olacak. Online eğitim daha çok ilgi görecek fakat bu haliyle değil, dönüşmesi de gerekiyor. Daha sosyal, oyun mekaniklerinin entegre edildiği, deneyimsel bir formata bürünüyor.
  5. Akademik olmayan, gerçek hayat becerilerini kazandıracak, deneyimlere dayalı online eğitim içeriklerine olan ihtiyaç artacak.

———————————————————————————————————————————

Kaynaklar:

Capterra Research

Techonomy Conference, 2010

Dünya Okulu, Salman Khan

Now You See It, C. Davidson

Mehmet Ali Doğan