Makaleler

21.yy Öğrencileriyle Doğru İletişimin 10 Yolu

Üniversiteye yerleştirme sınavı bitti, yerleştirmeler gerçekleşti, hatta “109 bin kontenjan boş bile kaldı”. Öğrenciler rahatladı ve gerçek yaz tatili başladı… İstedikleri bölüme yerleşenleri tebrik ediyor, şimdilik yerleşemeyenlere üzülmeyin tekrar deneyin veya bir uzmanlık alanı belirleyip kendinizi o alanda geliştirin diyorum.

Fakat bu yazıyı yazma nedenim çok başka! Son 15-20 gündür her yerde öğrencilere her anlamda tavsiyeler yapılıyor. Meslek, eğitim, dersler, iş dünyası ve dahası. Bu yazımı ise öğrencilere değil tam aksine üniversitelerin değerli öğretim görevlisi ve üyelerine göndermek üzere yazıyorum!

21.yy_student1Aşağıda yazdığım maddeler tüm hocalarımızı kapsamadığı gibi isteyenler istediği maddeyi üzerine alınabilirler… Bizzat bir öğretim görevlisi olarak bu yazıyı kaleme aldığımı da belirtmek istiyorum.

Üniversite Öğretim Görevlileri ve Üyelerinin Dikkatine!

1- Yeni nesil eğitim iletişimine inanmanızı öneriyorum. Üniversite sıralarındaki öğrencilerin bundan 10 sene önceki öğrencilerden çok farklı iletişim alışkanlıklarına sahip olduklarını unutmayın lütfen.

2- Yeni nesil eğitim araçlarını kullanmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü öğrencilerin geçmişteki bütün eğitim araçları, neredeyse yerini yeni ve dijital/online eğitim araçlarına bıraktılar.

3- Öğrencilerinizin sizinle rahat, hızlı ve direkt iletişime geçmesi için Twitter ve Facebook hesabı kullanmanızı rica ediyorum. Ama bu hesapları size gerçekten ulaşabilecekleri bir iletişim kanalı olarak görmenizi de istiyorum.

4- Okul, derslik ve eğitim denen hadisenin sadece bir taş yığınından değil, zaman ve mekandan bağımsız bir dünyada da olabileceğine inanmanızı istiyorum. Bu nedenle dersleriniz için bir Facebook sınıfı açmanızı ve öğrencilerinizle bu sınıfta sürdürülebilir dersler yapmanızı da öneriyorum.

5- Öğrencileri ezbere dayalı sınavlar ile değilde, düşünmeye sevk eden, hayal güçlerini zorlayan, muhakeme yeteneklerini geliştiren sorularla sınav yapabileceğinize inanıyorum.

6- Üniversiteyi bir meslek edindirme kursu gibi gören öğrencilerinize, hayata hazırlandıkları bir hayat okulunda olduklarını hissettire bileceğinizi düşünüyorum. 2 veya 4 sene onlara bir öğretim görevlisi kadar yaşam koçu da olabileceğinize inanıyorum.

21.yy_student127- Not korkusuyla işletilen dersler yerine, bilgi ve sohbet aşkıyla işlenen dersler yapabileceğinize inanıyorum.

8- Öğrencinin, biz öğretim görevlileri/üyelerinden daha hızlı bilgiye ulaşabildiği bir ortamda olduğunu unutmamanızı diliyorum. Artık bilginin ansiklopedilerde değil, dijital dünyadaki bir akarsuda hızla önlerinden aktığını hatırlamanızı rica ediyorum.

9- Biz öğretim görevlisi/üyelerinin öğrencilerden de öğrenecek çok şeyimiz olduğuna inanıyorum ve bu durumdan faydalanmamız gerektiğini düşünüyorum.

10- Öğrencileri, gerçek işlerle, gerçek dünyadaki akış diyagramlarıyla tanıştırmanın bir kitaptaki teoriden daha değerli olduğunu unutmadan, pratiğe de yönlendirmemiz gerektiğini hatırlatmak istiyorum.

Son olarak yazımı değerli Mahmut Hoca’mızın sözleriyle bitirmek istiyorum;

Mahmut Hoca: Okul sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir. Okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı. Öğrenmenin, bilginin var olduğu her yer okuldur.

Kaynak: http://www.ercument.org/2013/07/29/ogretim-gorevlisininuyesinin-dikkatine/