Makaleler

Kör Nokta

Metrobüs durağı yine hınca hınç doluydu. Birbiri ardına gelen metrobüsler bir dakika içinde dolup hareket ediyordu.
İstanbul evine dönüyordu.
Yaşlı bir adam, elindeki âmâ bastonuyla beton zemini tıklatarak peronun en ucuna geldi. Sonra sağına dönerek “Affedersiniz, yardımcı olabilir misiniz?” dedi. Bunlara pek alışık değilim de….
Yanında duran, iri yarı genç adam “olur” dedi sadece.
Metrobüs geldiğinde yaşlı adam, sağında duran gencin koluna girdi ve birlikte metrobüse bindiler. Genç adam, ihtiyarı kapının hemen yanındaki tekli koltuğa oturttu. Kendisi de koltuğun yanındaki boş alana dikildi.
“Sağ olun evladım” dedi ihtiyar adam. Cevap duymak için bekledi ama karşılık gelmedi. Başını hafifçe arkasına çevirip, “Sağ olun evladım” diye tekrarladı.
Genç adam, bir ara ihtiyarın gördüğünden şüphelendi. Sonra, “Önemli değil” dedi kısık bir sesle.
– Normal otobüslere ine bine alıştım, tek başıma işimi görüyorum. Ama metrobüse bu ikinci binişim. Koltuk yerlerini falan daha öğrenemedim. Siz her gün biniyorsunuzdur herhâlde?
– Sayılmaz.
– Durun bir tahminde bulunayım. Siz Doğulusunuz. Diyarbakır mı, Van mı?
– Birincisi.
– Az konuşuyorsunuz ama şivenizden hemen anladım evladım. Eskiden konuşmadan da anlardım. Doğu insanının gözünde öyle bir pırıltı vardır ki insanı içine çeker.
Metrobüsün kapıları açıldı. Bir insan seli inip yenileri bindi.
– Dört yıl Diyarbakır’da öğretmenlik yaptım evladım ben. Pırıl pırıl gençler yetiştirdim. Doğu insanının ne kadar misafirperver, ne kadar insan sevgisiyle dolu olduklarını iyi bilirim. Bu arada biraz Kürtçe de öğrendim.
Sonra gülümseyen yüzüyle genç adamın bulunduğu yere doğru başını çevirip “Xwedê ji te razi be” (*) dedi.
– Amca sen nerede ineceksin?
Genç adamın sesi titriyordu. Eğer yaşlı adamın gözleri görüyor olsaydı, alnından aşağı doğru inen teri, titreyen dudaklarını görebilecekti.
– Son durakta ineceğim oğlum ben. Avcılarda. Siz?
Cevap gelmedi. Yaşlı adam önünde bir esinti hissetti. Sonra kapılar açıldı, kapandı ve metrobüs yoluna devam etti.
Ertesi gün gazeteler, üzerine sardığı bombayı patlatamadan yakalanan bir teröristin haberini yazdılar.
…..
(*) Allah senden razı olsun.

Salih Uyan
Kurşun Kalem 16 Mart 2012

Takip Et