İnternet, Sosyal Medya, Gelecek ve Eğitime Yansımaları
Gençlerin internet ve sosyal medyaya düşkünlükleri ile bu bağımlılığın eğitime etkileri Kadir Has Üniversitesi’nde 10 Nisan 2013 Çarşamba günü düzenlenen ‘İnternet, Sosyal Medya, Gelecek ve Eğitime Yansımaları’ başlıklı sempozyum ve panelde tartışıldı.
Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsünde gerçekleştirilen ‘İnternet, Sosyal Medya, Gelecek ve Eğitime Yansımaları’ başlıklı etkinliğe 300’e yakın eğitimci, rehber öğretmen, yönetici ve yurt içi üniversite danışmanı katıldı.
İnternet, Sosyal Medya, Gelecek ve Eğitime Yansımaları’ sempozyumunun son bölümünde yer alan panelde Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, Psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Sayar ve Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Şeref Oğuz; Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oktay Aydın’ın moderatörlüğünde teknoloji, eğitim ve sosyal medya konularını tartıştılar.
“Sosyal medyada gençlere güvenin”
Prof Dr. Mustafa Aydın, internetin ve gelişen sosyal medyanın en önemli işlevinin bilginin eşit erişimini sağlamak olduğunun altını çizdi, “İnternet ve gelişen teknoloji, daha demokratik toplumlar oluşturuyor. Artık baskı altına alma ya da sınırlamalar koymak bilgiye erişmeyi ve toplumsal harekete geçmeyi engellemiyor. Diktatörlüklerin azalmasının en önemli nedeni de bu.” dedi.
Teknoloji ve sosyal medya konusunda gençlere bir şey öğretilmediğini ancak gençlerin bilgisine yetişmek için üniversitelerdeki akademik kadroların kendisini geliştirmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Aydın, “Sosyal medya ve internetten korkmamak gerekiyor. Bu anlamda gençlere güvenmek ve onların ifadelerini dikkate almak durumundayız.” dedi.
Farklı coğrafyalarda yaşayan, farklı gelir gruplarına sahip toplumların bile teknoloji sayesinde aynı bilgiye ulaşmaya başladıklarını, bunun da toplumların daha özgür ve gelişebilen bireyler ortaya çıkardığını kaydeden Prof. Dr. Aydın, artık yasak kavramını genç nesile nedenini anlatarak uygulatılabileceğini belirtti. Gelişen bu bilgi ve teknoloji çağında üniversitelerin de kendilerini yeni bir bakış açısına sokmaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Aydın, “Üniversiteler artık birey odaklı olmalı. Konsensus temelli ve bireye odak alan eğitim sistemi gerekmekte.” dedi.
Psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Sayar da sosyal medya ve internetin gençler ve toplumlar üzerindeki cesaret ve yalnızlaştırma temelli iki ayrı özelliğinin etkilerini anlattı.
“Akıllı Tahta Değil, Akıllı Hoca gerekiyor”
Sabah Gazetesi Yazarı Şeref Oğuz ise gelişen teknoloji ve eğitim alanındaki sorunların altını çizdi. Teknolojinin Türkiye’ye çağ atlatacağı inancı ile 1980’lerde başlayan hareket sonucunda sektörün uçup gittiğini, ancak Türkiye’nin yerinde saydığını belirten Oğuz, özellikle eğitim sisteminde araştırma olmadan, internet üzerinden kopyala-yapıştır mantığı ile bilgiye dokunmayan nesillerin yetiştiğini söyledi. Oğuz, “Bu sistemde bilgiye dokunmayan öğrenciler hiçbir şey öğrenmeden yetişiyor. Akıllı tahta sistemi bile yetersiz, eğer öğretmenleri bu teknolojiye uygun hale getirmezseniz hiçbir sonuç vermiyor. Bize akıllı tahta değil, akıllı hoca gerekiyor.” dedi.
Sempozyumda, “Ergenler ve Teknoloji Kullanımı/Bağımlılığı” konulu konuşma yapan Prof. Dr. Falih Köksal, yeni gelişen dünyamızda, SBS ve LYS gibi yalnızca sınava dayalı sistemde performans ile takdir gören çocuğun kendi benliğinden uzaklaşıp, beklentiler üzerine kurgulanan bir kişilik oluşturmaya çalıştığını, bunun da travmatik bir nesil oluşturduğunu belirtti. Ayrıca Köksal, “Teknoloji ile de yalnızlaşan gençler, bu sistemde ancak sevgi ile sağlıklı bir hale gelebilirler.” dedi.
Kaynak: EĞİTİMAJANSI
- 21.Yüzyıl Sınıfları ve Aktif Öğrenme Alanlarının Dizaynı ( FLEXspace ) - 01 Mayıs 2014
- Web 3.0 Nedir?veEğitimi Nasıl Değiştirecek? - 11 Ocak 2014
- OKUL 2.0 Eğitimde Sosyal Medya ve Mobil Uygulamalar - 04 Kasım 2013
Ben milli eğitim bakanlığında çalışan bir öğretmenim . Öğrencilerime bir araştırma ödevi verdiğim zaman , malesef hepsinden farklı sitelerden ama aynı bilgileri verdini görüyorum .farklı kaynaklardan yararlananlara ek puan vermeme rağmen bilgi ve iletişim teknolojileri kaynaklarının yetersizliği yüzünden ve çocukların kütüphaneye gitme alışkanlığını olmamasından muvaffak olamıyorum. Ben bu durumu öğrencilerin sınava odaklı bir yarış içerisinde olmasına bağlıyorum. Bilgi ve iletişim teknolojileri konusunda gerekli eğitimlerin sağlanamamasının gençlerde yarattığı erozyonu büyük bir endişeyle karşılıyorum . Bu konuda emeği geçenlere teşekkür ediyorum …